anonim

Tek Kollu Judocu

tekkollujudocuJaponya’da bir çocuk 9-10 yaşlarındayken trafik kazası geçirir ve sol kolunu kaybeder. Oysa çocuğun en büyük hayali günün birinde çok iyi bir judocu olmaktır. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören baba, Japonya’nın ünlü Judo ustalarından birisine giderek yapılacak bir şeyin olup olmadığını sorar. Hoca: “Getir çocuğu, bir bakalım” der.

Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına. Hoca çocugu süzmüş ve “Tamam” demiş. “Yarın gel, çalışmalara başlıyoruz.”

Tersinden Yaşam

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.
Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı?

Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır.

Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev… …

Jerry

jerryJerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile, “Bu adam bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor?” derlerdi. Biri nasıl olduğunu sorsa, bomba gibiyim diye yanıt verirdi hep. “Bomba gibiyim…”

Jerry doğal bir motivasyoncuydu. Yanındaki insanlardan biri kötü günündeyse, Jerry yanına koşar duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı. Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni. Bir gün Jerry’ye gittim. “Anlayamıyorum” dedim. “Nasıl oluyor da, her zaman, her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?”

Başa Dön