hikaye

Kaynar Su

Kaynar SuBir zamanlar, her şeyden sürekli şikâyet eden; her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı. Hayat, ona göre çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.

Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkıyordu karşısına. Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi. Bir gün onu mutfağa götürdü. Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu. Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu. Daha sonra kızına tek kelime etmeden, beklemeye başladı. Kızı da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu. Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı. Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi. Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapattı.

Acele Karar Vermeyin

guzelatKöyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış… Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış… “Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı?” dermiş hep.

Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. …

Sağa Çektim, Bekliyorum

scbŞizofreni, zihin bölünmesi anlamına gelen bir hastalıktır. Biyolojik ve genetik faktörlerin yanı sıra, özellikle eğitimde tutarsızlık, verilen çelişkili mesajlar yahut belirsiz, anlamsız, korkutucu olaylar ruhsal dünyada bir parçalanmaya yol açabiliyor, bu da sonunda gerçeklerden tamamen kopmayı ve bir hayal dünyasında yaşamayı netice verebiliyordu.

Bu delikanlı o noktaya gelene dek neler yaşamıştı kim bilir? “Ben iyiyim doktor ağabey, ben iyiyim, hiçbir şeyim yok. Sağa çektim, bekliyorum.” Böyle demişti Hüseyin, daha odaya ilk girişinde.

Tek Kollu Judocu

tekkollujudocuJaponya’da bir çocuk 9-10 yaşlarındayken trafik kazası geçirir ve sol kolunu kaybeder. Oysa çocuğun en büyük hayali günün birinde çok iyi bir judocu olmaktır. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören baba, Japonya’nın ünlü Judo ustalarından birisine giderek yapılacak bir şeyin olup olmadığını sorar. Hoca: “Getir çocuğu, bir bakalım” der.

Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına. Hoca çocugu süzmüş ve “Tamam” demiş. “Yarın gel, çalışmalara başlıyoruz.”

Başa Dön